Tür: Biyografi, Dram, TarihiSüre: 119′Yapım yılı: 2021Yapımcı: İstanbul Medya AkademisiYönetmen: Emir KhalilzadehSenarist: Nevin ŞahinGörüntü Yönetmeni: Ahmet BayerOyuncular: Gizem Karaca Ekmekçi, İlker Kızmaz, Tekin Temel, Derya Alabora, İlhan ŞeşenÖzgün Müzik: Yücel Hacıoğulları
Sadık Yalsızuçanlar’ın “Vefa Apartmanı” kitabından serbest uyarlanan Elli Kelimelik Mektuplar, 27 Mayıs darbe sürecinde Tevfik İleri ve ailesinin başından geçen olayları anlatıyor.
1950 yılında milletin büyük çoğunluğunun verdiği oylarla iktidara gelen Demokrat Parti, 10 sene boyunca iktidarda kalır. Adnan Menderes ve arkadaşlarını iktidarda daha fazla görmek istemeyen bir avuç subay organize olarak “27 Mayıs 1960” günü bir darbe gerçekleştirir. Darbeye kimse müdahale edemez yahut müdahale etmek istemez. O yıllarda Bayındırlık Bakanı olan Tevfik İleri (Tekin Temel) de gece yarısı ailesinin gözleri önünde tutuklanır. Kapıya dikilen askerlerle ailesi de göz hapsindedir artık. Vatana ihanetle suçlanan Demokrat Partililer şaşkın, bir o kadar da çaresizdir. Kimseyle görüşmelerine izin verilmez. Kendilerine Milli Birlik Komitesi adını veren bu cuntacılar tüm tutukluları Ankara Harp Okulu’nda toplar. Hukukçulardan da yaptıkları darbe için anayasal bir meşruiyet isterler. Hukuk Profesörlerinin, “ihtilaliniz meşruiyetinizdir” demesiyle yaptıkları her şeyi hak görürler. Üniversitede asistanlık yapan ünlü hukuk profesörünün kızı olan Güzide’nin (Gizem Karaca) hayatı da bu darbeyle değişecektir.
Ankara’da tutuklanan mahkumlar Yassıada’ya gönderilir. Darbeci subaylarla toplantı yapıp darbenin anayasal meşruiyeti için çalışan profesörlerden biri de Güzide’nin asistanlığını yaptığı Belkıs’tır (Derya Alabora). Güzide, demokratlara yapılanların hukuksuz olduğunu ve hukukun yanında yer alması gerektiğini düşünüp üniversitedeki görevinden istifa ederek demokratların avukatlığını yapan Fevzi Bey’in (İlhan Şeşen) yanında yer almaya karar verir. Darbeciler yaptıklarını meşru göstermek için basın yayın yolu ile kara propagandaya başlar. Gazeteciler, komitenin istediği haberleri yazma konusunda tereddüt göstermezler. Fakat bu gazetecilerden biri diğerlerinden farklıdır. Anayasa profesörü Belkıs’ın oğlu Celal (İlker Kızmaz) cuntacıları kızdıracak haberler yapmaktadır. Güzide’nin Celal ile karşılaşması hem Celal’in hem de Güzide’nin dünyasında yeni bir dönemin kapısını aralayacaktır.
Yassıada’daki mahkumlar aileleri ile sadece mektup yoluyla haberleşebilirler. Tevfik için bu mektuplar hayata tutunmanın en önemli sebebi olur. Zira evine dönüp dönmeyeceğinin meçhul olduğunu anlamıştır. Bu nedenle de ailesine teselli verir ve mektuplarıyla sanki yokluğuna da hazırlamak ister.
Yassıada’da herkesten uzak aylarca kötü muamele gören Tevfik İleri burada da mektuplara sarılır. Hakkında açılan davalarda idamı istenmektedir. Tevfik İleri’nin eşi Vasfiye Hanım (Ulviye Karaca), Yassıada’daki mahkemeyi kabul etmediğinden duruşmalara katılmaz. Tevfik Bey ise bu duruşmalarda ne pahasına olursa olsun masumiyetini ispata çalışır. Tevfik İleri’nin avukatlığını yapan Fevzi Bey, Güzide’yi Tevfik Bey’in davası için görevlendirir. Güzide, genç yaşına rağmen herkesi şaşırtarak duruşmalarda çok güçlü durur. Tevfik Bey’in masumiyeti Güzide’nin en büyük motivasyon kaynağıdır; ancak durulmalar ilerledikçe Tevfik İleri hakikati anlamakta gecikmeyecektir: Mahkeme kararını çoktan vermiştir. Bu duruşmalarda ayan beyan ortaya çıkar. Tevfik tevekkül etmiştir artık ama gerçeğin eninde sonunda ortaya çıkacağından da emindir. Vasfiye ve çocuklar darbeyle beraber olumsuz anlamda değişen yaşamlarına alışmaya çalışıyordur. Ömrünü vatan ve milletine adamış, ömrü boyunca bir karıncayı bile incitmemiş olan eşi, “vatana ihanetle” suçlanmakta ve idamı istenmektedir. Karı koca başlarına gelen bu hadiseyi imtihan olarak görüp, birbirlerine yaşananları tevekkülle karşılama sözü verirler.
Ta ki Ayşe’nin bir mahkeme çıkışında gözaltına alınmasına kadar. Zira Tevfik’in eli kolu bağlıdır. Kızı ise sebepsiz yere nezarete atılmış ve örfi idareye sevk edilmiştir. Bu çaresizlik Tevfik’i o kadar etkiler ki, kan kusmayla başlayan hastalığı şiddetlenerek devam eder. Güzide ise canla başla çalışmakta ve Celal ile olan ilişkisini anlamlandırmaya çalışmaktadır. Celal, Güzide’yi görür görmez ona aşık olmuştur ama hem annesi hem de Güzide’nin tavizsiz karakteri Celal’i zor durumlarda sokmaktadır. Bir de tepelerinde darbecilerin akla hayale sığmayan yöntem ve işkenceleri vardır. Celal her şeye rağmen hakkın sesini duyurmaya çalışmaktadır.
Mahkeme Adnan Menderes’le beraber 15 kişi hakkında idam cezasına hükmeder. İdam cezası müebbet hapis cezasına çevrilen Tevfik İleri ise Kayseri Cezaevine nakledilir. Güzide ve Celal el ele verip baş koydukları bu davada kaybetmişlerdir ama onlar için hiçbir şey bitmemiştir. Fakat ne yazık ki Yassıada’da zayıf düşmeye başlayan Tevfik İleri, Kayseri’de daha da kötüleşir. Tevfik İleri’yi her şeyi abartmakla suçlayan komutan, Tevfik İleri fenalaşana kadar da revir izni vermez. Nihayet çok hasta olduğuna ikna olan komutan bu sefer de hastane izni vermez ve cezaevi koşullarında iyileşmesini ister. Tüm bunlardan habersiz olan Vasfiye, eşini ziyarete geldiğinde gördüklerine inanamaz. Tevfik neredeyse 50 kiloya düşmüştür. Tevfik İleri, Ankara’ya sevkinden bir kaç gün sonra bir yılbaşı gecesi hastane odasında hayatını kaybeder. Tevfik İleri’nin halktan uzak bir adada kurulan kukla mahkemenin huzurunda masumiyetini ispat edememiş olsa da milletin gönlünde ölümsüzleşmesi gerekmektedir. Bunu da Güzide ve Celal gerçekleştirecektir.